Perge Antik Şehri: Zaman ve Mimaride Bir Yolculuk

Perge Antik Şehri: Zaman ve Mimaride Bir Yolculuk

Perge Antik Şehri: Zaman ve Mimaride Bir Yolculuk

Antalya'nın doğusunda, Aksu ilçesi sınırları içinde 18 kilometre uzaklıkta yeralan Perge, bir zamanlar Pamfilya Bölgesi'nin başkenti olarak hüküm sürmüş antik bir kenttir. Perge'nin tarihine baktığımızda, akropolisin Tunç Çağı'nda kurulmuş olabileceği düşünülmektedir. Helenistik dönem boyunca şehir, antik dünyanın en zengin ve güzel şehirlerinden biri olarak kabul edilmiştir. Ünlü Yunan matematikçi Apollonius da bu şehirde dünyaya gelmiştir. Antik dönemde ise bu şehir Parha olarak bilinmekteydi.

Perge'nin tarihçesi, tek başına değil, Pamfilya Bölgesi ile birlikte incelenmelidir. Bölgede tarih öncesi çağlara ait mağaralara ve yerleşimlere rastlanmaktadır. Mağaralardan en ünlüsü Karain Mağarası olup, Karain'in komşusu olan Öküzini Mağarası, Beldibi, Belbaşı kaya sığınakları ve Bademağacı, bölgedeki en bilinen tarih öncesi yerleşim alanlarıdır. Yerleşim örnekleri gösteriyor ki Pamfilya ovası tarih öncesi çağlardan itibaren yerleşime elverişli ve sevilen bir bölgedir. Perge akropolisi platosu, tarih öncesi dönemlerden itibaren yerleşim için tercih edilen bir alan olarak kabul edilmiştir. Wolfram Martini'nin yaptığı çalışmalar, M.Ö. 4000 veya 3000'den itibaren akropolis platosunun yerleşim alanı olarak kullanıldığını göstermektedir.

Arkeolojik buluntular arasında obsidyen ve çakmak taşı buluntuları, Cilalı Taş Devri ve Bakır Çağı'ndan itibaren Perge'nin yerleşim yeri olarak kullanıldığını göstermektedir. Akropoliste bulunan tarih öncesi gömü, Pamfilya Bölgesi'nde yapılan ilk tarih öncesi gömü olarak tespit edilmiştir. Perge'deki çömlekçilik buluntuları, diğer Anadolu buluntuları ile karşılaştırıldığında, sadece Orta Anadolu örnekleriyle benzerlik göstermektedir.

Perge, zengin tarihi boyunca birçok önemli yapıya sahip olmuştur. İlk yüzyılın ortalarında Gaius Julius Cornutus, Nero döneminde bir Gymnasion ve Palaestra inşa ettirmiştir. Pamfilya Galatia ile birleştirilmiş, ancak daha sonra Vespasian tarafından ayrı eyaletler haline getirilmiştir. Perge, Vespasian tarafından Neokorie unvanı verilen bir şehir olmuş ve İmparator Domitian, Tanrıça Artemis Pergaia Tapınağı'na Asyl yetkisini vermiştir. Domitian döneminde Perge'de Demetrios ve Apollonios adlı iki kardeş, şehrin ana caddelerinin kesiştiği noktada bir zafer takı dikmiştir. Demetrios ve Apollonios, şehrin varlıklı bir ailesine mensuptular.

Perge'nin en önemli yapılarından biri tiyatrosudur. Tiyatro, yaklaşık 13,000 seyirci kapasitesine sahip olup, üstte 23, altta ise 19 oturma sırası bulunmaktadır. Orkestra kısmının korkuluklarla çevrili olması, burada gladyatör oyunlarının da yapıldığını göstermektedir. Perge tiyatrosunun en ilgi çekici özelliği ise sahne binasıdır. Sahne binasında, şarap tanrısı Dionysos'un hayatını anlatan rölyefler bulunmaktadır. Bu kabartmalar, adeta bir filmin kareleri gibi Dionysos'un hayatını betimlemektedir.

Perge'deki diğer önemli yapılar arasında stadyum, agora, sütunlu cadde, Helenistik kapı, gymnasium ve güney hamamı yer almaktadır. Stadyum, antik dünyadan günümüze kalmış en iyi stadyumlardan biri olarak kabul edilirken, güney hamamı ise en iyi korunmuş yapılar arasında yer almaktadır.

Perge Antik Şehri, zengin tarihi ve anıtsal yapılarıyla ziyaretçilere adeta bir zaman ve mimari yolculuğu vaat ediyor. Antalya'nın doğal güzelliklerine ek olarak bu antik kentin tarih kokan atmosferi, tarih meraklılarını ve gezginleri büyülemeye devam ediyor. Perge, geçmişin izlerini günümüze taşıyan bir açık hava müzesi olarak, insanlığın ortak mirasına saygı duruşunda bulunuyor ve antik dünyanın ihtişamını ziyaretçileriyle paylaşıyor.